Haftasonu muhteşem bir düğündeydik. - Düğündeydik diyorum çünkü ulan hepiniz oradaydınız be! Anam ne galabalıktı! - Neyse sulandırmadan şu yazımı yazayım; ne diyordum, heh düğün, tamam. Düğünü düğün ettik ve son olarak kravatı çıkartıp kafaya bağlayarak düğünü adeta taçlandırdık. Ama bi dakka ananıs*kim yüzük yok! Yüzüğüm yok! Nerede bu lanet olasıca yüzük Gandalf! Gollum sen mi aldın lan yüzüğümü! Gandalf bi büyü yapsan da şu masaları kaldırsan ben bi altlarına baksam hı? Hanım ağzıma s*çacak Gandalf bişey yap ne olursun! Nasıl söylerim ona yüzüğü kaybettiğimi?
Neyse orta dünyanız batsın sizin! Benim gerçek dünyaya dönmem gerek bir an evvel.
Hanımın yanındayız. Önce bi şu kravatı kafamdan çıkartıp doğru düzgün ait olduğu yere bi bağlıyım, önümü de ilikleyim, yüze de bi şirin ifade kondururak "Karıcım (Gülücük gülücük) mehe mehe, yüzüğüm kayboldu (üzül üzül kahrol)" sen şu kravatı bi al ben bi yarım saat kaybolucam, masa masa arıycam. Bulamazsam bile emek verdim, bulamadım derim ileride. Bu güzel gençlerin düğünlerini de yıllar boyu "Yüzüğümü kaybettiğim düğün" diye hatırlarım. Allahım düşüncesi bile dehşet verici, kuzenimin düğününü lan! Senelerdir beklenilen düğününü, gerçek bir aşk düğününü (Bunu gülüşlerinden pekala anlayabilirsiniz (kıps) ) çılgınlar gibi oynayıp kafaya kravat taktığım düğünü ben "Yüzüğümü Kaybettiğim Düğün" diye hatırlayacaktım. Onları ne zaman görsem aklıma yüzüğüm gelecekti, yeni bir yüzük alınır tamam ama bu bir yüzüğün kaybolduğu gerçeğini değiştirmez, hayatta bazı şeyler bazı şeylerden değerlidir. (Ne konuştum beee!). Aramak diyordum, yüzüğü aramak, köşe bucak aramak, masa örtüleri kaldırarak aramak (en kötüsü de buydu, elalemin masasının yanına gidiyorum, örtüyü kaldırıyorum, masanın altına eğiliyorum; başka yerde yapsan linç ederler seni) kimseye belli etmemeye çalışarak aramak, (Tamam bunu çok uzun sürdüremedim, çünkü iri kıyımım, çünkü kelim, çünkü dikkat çekiyorum), yok yok yok, yüzük yok. En kötüsü de neydi diye soracak olursanız halay devam ederken benim yüzüğü aramamdı derim; kusursuz bir dramdı. Sen yüzük ararken halay duracak değil ya! Ama benim tahminim yüzüğü halayda kaybettim; o hızlıya geçiş anında aheng bozulup bir anlık coşku ile, fırladı gitti kesin. Ve yahut serçe parmaklardan tutuşurken bir anda omuza eli atarken de uzunlamasına fırlamış da olabilir. Ne kötü, bir halayda kaybetmek seni canım yüzüğüm. Ben şimdi ne yaparım! Tıpkı bir gerzek gibi görünüyordum orası kesin ve dışarıdan bakanlar "Şu gerzek var ya, yüzüğünü kaybetmiş, geçen düğünde de Rayban gözlüklerini kaybetmişti" demeyecekler mi? (Aynen, bundan önce bir düğünde de Rayban gözlüklerim kaybolmuştu) . Demesinler lan, demeyin olur mu? Yüzük yok. Bir anons geçtireyim bari (Gerzek şimdi spikerin yanında bakın, yüzüğünü kaybeden gerzek!) , sonra halaya devam, halaya küsmek olmaz, kalk hanım oynuycaz.
Düğün bitiyor, fotoğraflar çekiliniyor, davul zurna eşliğinde alkışlar ile salondan çıkılıyor. Yüzüksüz! Yüzüğüm! Son olarak garsonların şeflerine ve müdüriyete de haber bırakayım da, hani bir ihtimal bulunursa, hani manevi değeri büyük, çok mutlu olurum. Allaha ısmarladık, hadi gittik biz.
Arabadayız.(Hepinizin hanımın tepkisini merak ettiğinizi biliyorum) Boşver dedi, giden gitti, olan oldu, üzülmen bir şeyi değiştirmecek. Öyle mi? Peki karıcım. Hadi gidelim.
Evdeyiz. Hop telefon, Ankara'dan abim gelmiş(abim mabim yok şarkı söylüyorum), yüzüğüm beni ne çok severmiş. Yüzük bulunmuş dostlar, yüzük bulunmuş! Teşekkürler Gandalf; canın cehenneme Gollom! Hanımla sarılıp ağlaştık, gittim şef garsona sarıldım ağladım, yüzüğümü geri aldım.
Burada yazmayı bitiriyorum ve diyorum ki: Unutmayın, aramakla bulunmaz, ancak bulanlar daima arayanlardır.
"Hepsine hükmedecek bir yüzük, Hepsini o bulacak, Hepsini bir araya getirip, karanlıkta birbirine bağlayacak."
Beni okudunuz; teşekkürler