10 Kasım 2015 Salı

Ağlıyor musun?

"Erkekler ağlamaz!" şu şekil genellemelere de acayip uyuz olurum. Var mı aranızda böyleleri? Vardır vardııııır. Vardır da çaktırmıyordur, lavuk! Dün Twitter'da gündem olmuştu #TürkErkeğiDediğin , şu şöyledir, bu da böyledir. İstiyorsunuz ki her şeyin bir matematiği olsun, kesin olsun, net olsun, gelin görün ki ulan hepiniz matematik dersinden nefret ederdiniz be! Ben bulmaca gibi görüyor, çok seviyorum dediğimde dalga geçerdiniz! Şimdi kalkmış analiz yapıyorsunuz. (Noluyor lan durduk yere kendimden geçtim, geçtikçe sinirlendim şimdi? Du bakalım nereye gelicez.) ORKOKLOR OĞLOMOZ! Şuna bak şuna şuna hem genelleme hem klişe! Allahım nedir benim günahım bu torpaklarda dünyaya geldim! Torpak dedim rohahahaha! Güzel eğlendim bugün(Bunun karikatürü var, bi ara girip bakarsınız).

"Kadınlar hep ağlar" vardır bir de, bunu da kadın bir bloggerımız ele alsın. Ben ne alıcam lan, yanlış tespitte filan bulunurum, direk linç! Karalama da değil, linç! LİNÇ! L İ N Ç! Acımasız kadınlar! Son olarak bu konuda şunu eklemek istiyorum "Kızlar, yüreğim sızlar kızlar".

Bitmedi.

Oysa ki tüm bu tespitleri yapana kadar insanı ele alsan, onu derinlemesine irdelesen, bi şöyle kafanı kaldırıp bakınsan sağına soluna, sığ sığ analizlerde bulunmasan canım abim/ablam(Naber?) kulaktan dolma yaftalar ile, he? Hı? İnsanı ele aldın mı Dosto gibi alacaksın. Dosto mu kim? Fyodor Dostoyevski hatta Fyodor Mihayloviç Dostoyevski. Seviyorum olum ben bu adamı. Musa Eroğlu dinlerken kitapları öyle bir gidiyor ki, bakmayın öyle bön bön, valla bak! Al İnsancık'larını, koy Musa Eroğlu'nu, kitap akıyor. Kesmedi mi? Ezilenler'e bir göz at. Musa Eroğlu aslında uzun anadolu yolculuklarında iyi gider ama Dostoyevski ile de tadı bir başka. İnsanı diyordum Dostoyevski gibi ele alacaksın, tabi her babayiğidin harcı değildir bu şekilde almak. Bak mesela (Yeraltından Notlar - 1864)

"Şimdi bir an için insanların aptal olmadığını farz edelim. (Aslına bakılırsa insan için böyle bir şey söylemek imkansızdır, hiç olmazsa şu sebepten: İnsanı aptal kabul edersek kime akıllı diyeceğiz?) Ama insanoğlu aptal olmasa bile dehşetli nankördür. Nankörün nankörüdür." Yavaş geliyorum asıl konuya. Nankörlük, şu biiiiiiir.

"Durmadan dövüşüyorlar, şimdi de, eskiden de, her zaman dövüştüler ve dövüşecekler, bunun da gayet tekdüze olduğunu kabul etmelisiniz." Şu ikiiiiiii.

Son kısmı geliyor;

"Önüne dünya nimetlerinin hepsini serseniz, başı kaybolana, hatta su yüzüne ufak ufak kabarcıklar çıkana kadar saadet deryasına gömseniz, çalışmaya ihtiyacı olmayacak derecede refahını sağlasanız da, sırf ballı çörekler yiyip yan gelip yatması, bir de insan neslinin kurumaması için uğraşmasını sağlamak için iktisadi refaha kavuştursanız da, sırf nankörlüğü, küstahlığı yüzünden bir rezalet koparacaktır." Bu da üüüüüüç.

Birleştirdin mi parçaları?

Şimdi yukardaki soruma cevap veriyorum.

Ben her 10 Kasım'da ağlarım. Şimdilerde biraz daha çok ama cevap olması açısından ağlarım.

Atatürk ile ilk tanışmam: Çocukluğumdaki evimizin duvarındaki aşağıdaki posteri. Çerçeveliydi diye ekliyim.

                                                   Saygı ve Özlemle Anıyoruz


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder