18 Kasım 2015 Çarşamba

Emmi 2

Bırakın kolumu pantalon paçalarını kıvıran erkekler için de yazıcam! 

Dünkü yazımı okuduysanız yavaş yavaş Emmi'lik moduna girdiğimi anlamışsınızdır. İşyerindeki arkadaşlarım da anlasın diye bugün işe kasket ve hırka ile geldim. Emin adımlar ile yürüyorum bu yolda.

Şu kolumu bırakırsan eğer son emmilik maceramı anlatıp bu işi noktalıycam ve önümüzdeki 10 sene boyunca emmiliği yazılarıma konu etmiycem. Yani umarım etmem. Emin de olamıyorum şimdi, emmilik bir öylelik bir böylelik sonuçta.

Dilerseniz önce ailemden gizli 3 yıl küpe takma hikayem ile başlayayım. Ailemden dediysem genelde babalardan gizlidir her şey. Kısa kesicem. Üniversiteden eve haftasonu için kaçıp gelmişim, arada yapıyorum, çamaşırlar yıkanıyor, gömlekler ütüleniyor filan, miss. Akşam olmuş, peder bey ile (Küpe takıyoruz ya, peder bey oldu) oturmuş haberler izliyoruz. Valide hanım da var hikayemizde. Valide hanım küpe taktığımı biliyor, peder bey bilmiyor. Haberlerde küpeli bir delikanlıya mikrafon uzatıyorlar, daha çocuk ağzını açmadan peder bey başladı "Şuna bak şuna ipne gibi küpe takmış!". Canım babam, annemle göz göze geliyoruz, gülümsememiz sadece dudaklarımıza yansıyor ama canım babama yansıtmıyoruz. Yansıtsak soru yağmuruna tutacak. Nem kapacak, kıllanacak, anlayacak. Varsın öyle desin; içindeki emmilik dışarı çıkmıştı sonunda babamın. Nereden bilebilirdim ki aynı emminin bu haftasonu mahalleye girerken benim içimden çıkacağını?

Şu kolumu bi rahat bırak ya!

Başlıyorum;

Haftasonu çok sevdiğim kuzenimin Hüseyin (27) çeyizini taşıdık, dönüşte kardeş kuzen Candaş (22) bir diğer kuzen Utku (16) ve bir yakınımız (28) C.U'nun şoförlüğünde mahalleye girdik. - Yaşları ayrıca belirtiyorum ki hikayemizde buna yer vermeden edemezdim. - Bir sokaktan döndük ve onunla karşılaştık. O! Paçalarını kıvırmış, dar paça, üstelik çorapsız ayakkabı giymiş genci gördük. Yürüyerek geçtiii gitti önümüzden. Ancak görüntü benim zihnime kazınmıştı. Uzun zamandır kuruyordum bunlara karşı. Kuzenlerin yanında söylenemezdim, söylenirsem abilerini, beni, yanlış tanıyabilirlerdi. Yıllardır tanıdıkları o okumuş etmiş, entel abileri bir anda yerle yeksan olabilir, belki de söz ağızdan çıktıktan sonra bakışları ile abilerini "Ben şurda ineyim yaa!" diye ellerini ayaklarına dolaştırabilirlerdi. Fakat içimdeki emmiyi durduramadım, bir anda ben de patladım babam gibi. Bütün LGBT'lileri tenzih ederek "Şuna bak şuna ipne gibi!" dedim. LGBT'lileri tenzih ettiğimi söyledim, linç yok! Bir anda C.U ve U.E'nin müthiş destekleri ile karşılandım "Helal olsun abi! Hay ağzını öpeyim!(Mecazi) Bu nedir ya! Kim alıyor bunları mahalleye!" dediler. Ulan ben "Durun vurmayın, acıyın bana" diye kendimi hazırlamışken bir anda yine omuzlarda olmuştum. Yaşayın varolun çocuklar. Paçaları sadece dereden karşıdan karşıya geçerken sıyırın.

Ama yakışana da yakışıyor be kardeşim! O kadar da emmilik etmeyelim! Amaaaa o ayaklar bi misafirliğe gitse ne kokar ama biliyon mu! Rokfor peyniri gibi şerefsizim! Selam emmi.


Beni okudunuz; teşekkürler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder