4 Nisan 2016 Pazartesi

Karışık Kuruyemiş Tabağı

Şimdi bir an için gözlerinizi kapatın ve kendinizi devasa bir karışık kuruyemiş tabağı ile koltukta oturmuş hayal edin. Neler var içinde? Fakirsen ben söyleyim bi defa tuzlu fıstık kesin var, beyaz leblebi var(onların bazıları böyle taş gibi olur, neredeyse dişini kırarsın da onu yutamazsın), soslu mısır var, kabak çekirdeği var, yanlışlıkla karışmış bir iki fındık, kabuğundan kendiliğinden çıkmış bir adet antep fıstığı(Bayram edersin!).... Lan olum hayal edin dedim lan! Hayallerinizde bari fakir olmayın lan! Yazın! Ceviz, badem, fındık, antep fıstığı, kaju, yaban mersini, dut kurusu, incir kurusu... Nasıl ama? Önce biiii şu ağzının suyunu sil de gel sonra konuşacaklarımız var. Önemli. Mutluluğun formülünü vericem size.

Hee unutmadan mutluluk öyle sizlerin sık sık sosyal medya üzerinden dile getirdiği gibi "Mutluyuz ki biz!( ehi gülücük gülücük)" veya "Bugün de böyle mutluyuz, yarın da şöyle mutluyuz, misal dün şu şekil mutlu olmuştuk..." gibi bir şey değil ha! Karıştırmayın. Mutlu değilsindir o anlarda, eğleniyorsundur, seviniyorsundur, neşe saçıyorsundur tamam belki ama mutluluk ı ııh, o öyle bir varış değil canım benim. Mutluluk bir yoldur ve şimdi ben size onun yolunu göstericem. Bakın şurdan şöyle! Oldun mu mutlu? Fazla uzatmadan, sıkmadan, sıkılmadan(zaten hesap paslanmasın diye oturdum yazıyorum onca işin gücün arasında ve zaten ne zaman yapmaktan keyif aldığım şeyler görev haline gelse ondan buz gibi soğuyorum! Ama bu yazmak için geçerli değil. Çünkü çeşitli yazarları okudukça daha çok yazmayı arzuluyor insan. )Beni okudunuz. Teşekkürler. Bi dakka lan! Mutluluğun yolunu göstermemişim tam olarak?

O zaman şöyle:

Mutluluğu karışık( lüks ama ;) ) kuruyemiş tabağına benzetiyorum, nedir? Önce cevizleri yuvarlarsın, sonra tercihe göre badem ve fındıkları, araya çeşitlilik olsun hep aynısını semirmiyim dersin antep fıstığı koyarsın, sonra biraz tuzlu fıstık, sonra biraz tatlı incir, sonra başa dön ceviz, hea ceviz bitmişti, neyse fındık var, badem de olur, tekrar antep fıstığı, bunun kabuğu çatlamamış, at onu geri kaseye geri, devam et semirmeye yaban mersini, dut kurusu, fındık, badem, antep fıstığı, antep fıstığı badem, fındık bitti, antep fıstığı bu kabuğu çatlamamış olan(ulan yine mi sen!), at onu tekrar kaseye çabuk, badem bitti...Derken bir de bakarsın ki tabağın dibi gelmiş her şey tükenmiş, tüketmişsindir, kalabalık olarak yiyorsanız tüketmişsinizdir. Peki neredeydi bu hikayede mutluluk? Mutluluk işte orada elinin gidip gidip geldiği, tekrar tekrar kaseye geri attığın/attığınız o tek başına, yapayalnız kalmış kabuğu çatlamamış antep fıstığında. Şimdi al onu ve biraz uğraş. Bir de yanına bira aç! Oh.



Beni okudunuz. Çok sağlun.