19 Ocak 2016 Salı

Öğrenci Akbili(İndirimli Kart)

Tamam! İtiraf ediyorum; yaklaşık bir buçuk yıldır kuzenimin öğrenci akbilini kullanıyordum. Ta ki düne kadar! Evet sevgili kuzencim sen bu satırları okurken senin öğrenci akbilin devletin kolluk kuvvetlerinin tarafına geçmiş bana ise tam akbil basma zorunluluğu getirilmiştir. Beni bırakın gideyim aaağaaaaam!

Tam akbilin her "dırıııı"sında içim ürperim!

Arkadaşlar bakın şimdi hiç "Aaaoooaa, yuuh ulan hayvan herif! Boyundan posundan "bıyıklarından" da mı utan mıyorsun! Eşşek kadar oldun, tüyü bitmemiş yetimin akbilini mi kullanıyorsun!" demeyin. Demeyin abi! Darılırım! Duygusal adamım ben vesselam. Kaldıramam! Demeyin işte! Hem söyler misiniz İstanbul'da benim kadar yol yapanınız mı var? Soruyorum size! Marmaray kimde? Bende! Metrobüs? O da bende! Varoş mahallelerden merkezlere insan taşıyan otobüsler kimde? Bende! Lan o da bende! Hepsi bende! Eee bu kulunuz ne yapsın, afedersiniz şey mi yapsın "Fazla akbili olan var mı?" diye soranlara "Var ama 5 lira" mı desin! Biz de mi hırsız olalım abiler! Beni bırakın gideyim aağaaam!

Böyle olmamalıydı; böyle ayrılmamalıydık canım kuzenimin öğrenci akbili!

İşten erken çıkmışım, metrobüse giden ilk otobüse hop dalıyorum, dırııı aylık öğrenci abonman sesi, daha 145 basım var, misss, otobüsten iniyorum, metrobüsün merdivenlerinden çıkıp, turnikesine geliyorum, hoplaya zıplaya akbili çıkartıyorum, ne de olsa 145 basım daha var, dırıııım, şıkırt, turnikeden geçiyor...u... "Arkadaşım bastığın akbili görebilir miyim?" diyor bir güvenlik görevlisi sesi. Mek mük, kem, küm, ııı, tabi, "Arkadaşım oyalanma bastığın akbili gösterir misin?" hmmm, şey, işte burda, buyrun (1,5 yıl evvel biten öğrenci akbili mi uzatıyorum, zor günler için yanımda bulundururum hep, zor günler...) "Bunu mu bastın sen?" evit... (O sırada akbilimi alıyor, kontrole götüyor, kuzenin akbili hala bende, keriz miyim, verir miyim hemen, ama şimdi o kontrole gidiyor ya, koşup kaçsam mı? Nereye kaçıyorsun geri zekalı adama üzerinde T.C kimlik numaranın yazılı olduğu eski öğrenci kimliğini verdin, tamam kimlik eski ama T.C kimlik no ebedi, dur bekle bir hal çaresine bakıcaz). Abi geliyor, "Sen" diyor, "Bu akbili en son 1,5 yıl önce kullanmışsın". Vayy be dedim, teknolojiye bak, vallahi doğru bildi - içimden - ... "Hadi" diyor "Uzatma, bak arkada memur beyler var, o bastığın akbili ver." Ya nasıl da tatlı yaaa şapşik! Çıkartıyorum akbili, son bir çırpınayım diyorum, ama keşke dışarıdan o an bir kamera olsa da benim çaresizliğimi çekse diye düşünüyorum, nasıl görünüyordum acaba, yemin ediyorum sanat okullarında drama öğrencilerine ders niteliğinde gösterilirdim. Hiç bir şey fayda etmiyor. Veriyorum akbili çaresiz. "Kimin bu akbil?" diyor. "Kuzenimin" diyorum gözlerim ağlamaklı. Bıyıklı ve ağlamaklı. "Gelsin kuzenin Karaköy Tünel'den emanetten alsın akbilini" diyor, beni salıyor. Biraz öfke, biraz kızgınlık, biraz vazgeçiş geçiyorum istasyona.

Metrobüse biniyorum... İnanmayacaksınız ama oturuyorum da. Hava da leş!... Kulaklıkları çıkartıyorum, içinde binlerce müzik parçası olan ipodumu açıyorum, random play tuşuna basıyorum... Leyla The Band - Yokluğunda ... Vay anasına!

Cama kafamı yaslayıp "Yokluğundaaaaaa" diye bağıra bağıra eşlik ederek eve geldim.



Beni okudunuz, teşekkürler. Kendinize iyi bakın, kulaklarınıza neyim.




1 yorum:

  1. senin halinden en iyi senin gibi toplu taşımacılar anlar. Valla ben de 3 vesait yapıyorum ama akbilli bi kuzenim olmadı hiç, ben hep tam bastım

    YanıtlaSil