18 Ocak 2016 Pazartesi

Müzik Ruhun Gadasını Alır

Öncelikle şu linkten videoyu bir izleyelim. Öyle izleyemiyorsanız youtube'a "Neşet Ertaş İstiklal Marşı" diye yazın, çıkar.

Haftasonunu 4 dakika 07 saniyelik bu videoyu defalarca izleyerek, dinleyerek, analiz ederek geçirdim, geçirdik (Arkadaşlar ile, mahalleden arkadaşlar, hepsini tanıyorsunuz işte, bir yazımda değinmiştim, yahu yok mu bizim Mesut, Hüseyin, Devrim, Murat, Cemil, Yücel, Candaş(Asıl ismi Bektaş)*, heh işte onlar, arkadaş dediğime bakmayın hepsi akrabam, çocukluktan beri beraberiz, hatta ve hatta belki de dedelerimiz Horasan'dan beri birliktedirler, birlikte göçmüşlerdir, önce birlikte Tokat'ın bir köyüne, oradan İstanbul'un Kumkapı'sına, oradan Küçükçekmece'nin Sefaköy'üne ve sonra da Halkalı'sına kadar göçüp durmuşlardır. Kim bilir!). Video beni ziyadesi ile etkiledi. Başından sonuna etkiledi ama ben sizinle etkilediği sonuncu kısım üzerine konuşmak istiyorum. Yok İstiklal Marşı'nı Neşet Ertaş'ın yazdığını söyledikleri kısma değil, ondan biraz sonra ki kısma, en son kısma.


"Hadi  kendine iyi bak, kulaklarına neyine." kısmına. İlk kısmı anlıyoruz, basit, kendimize iyi bakmak; peki ya ikinci kısım? "Kulaklarına neyine"? Anlayacağınız gibi sadeleştirirsek "Kulaklarına filan" da denilebilir (Ne de güzel sadeleştirdim) . İyi de ulan niye kimse kimseye "Kulaklarına iyi bak" desin ki? Bu zamana kadar ben duymadım kulaklarına iyi bak diyen, siz duydunuz mu? Tahmin ediyorum duymadınız. Peki tümden gelip, sizi tüme vardırıyorum, hazırsanız başlıyorum.

Videonun başından da anlaşılacağı üzere, yine "göçüyor" gibi görünen kahramanlarımız aslında birer müzisyendir ve ekipmanları Renault Toros marka araca yüklenmiş düğünden geliyorlardır veeee yorgundurlar veee argınlardır da... Zaten dikkatli bakıldığında Ali Abi'nin üzerinde emniyet kemeri gibi görünen şey aslında uzun sap bağlamasıdır (Ali Abi ve Horasan, buraları birbirine bağlayın şimdi.) ve tahmin ediyorum sazını öttürüyordur da. Hem de öyle bir öttürüyordur ki karşısındaki kişiye "Kendine iyi bak, kulaklarına neyine" diyebilecek kadar.

Kulaklara iyi bakmak. Güzel şeyler dinlemek, güzel şeyler işitmek için kulaklara iyi bakmak. Daha çok müzik ile kalmak için iyi bakmak. İşte olmuştu, Ali Abi'miz gadamızdan almıştı. Teşekkürler Ali Abi. İyi ki varsın Ali Abi.


*: Geçtiğimiz hafta efsanevi müzik sanatçısı David Bowie'yi kaybetmiştik. Açık konuşayım, sanatçının ölümüne kadar sanatçının varlığından haberim yoktu. Öldü sosyal medyada hortladı kendisi. Ulan dedim, kendi kendime, ortamlarda entelim entelim ayağına geziyorsun, efsanevi sanatçı ölmüş haberin yok! Tuttum dedim ki dur lan dedim bir tek tanımayan ben miyim bu sanatçıyı? Aradım mahledeki arkadaşları tek tek, öncelikle David Bowie'yi sordum, daha sonra o gün ölmüş olduğunu söyledim. Hiç biri de tanımadı ama allah rahmet eylesin demeyi de eksik etmediler sağolsunlar. İşte böyle de naif adamlardır arkadaşlarım, akrabalarım. 




Beni okudunuz, teşekkürler. Hadi kendinize iyi bakın; kulaklarınıza neyine.

3 yorum:

  1. bi tek benim gözlerim dolmuyordur değil mi böyle videoları izleyince?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olur mu canım öyle şey, Horasan'dan beri göçenlerin doluyordur ;)

      Sil
  2. Video çok iyiydi :) Analiziniz iyi olmuş, kulaklarına iyi bak kısmını kaçırmışım videoda, yazınızda fark ettim. Başlık da harika, tebrik ederim :)

    YanıtlaSil