15 Ağustos 2016 Pazartesi

Kapsül Gardırop

Oooo selam herkes, nabersiniz yea? Yaşıyor muyum di mi ben yeaa? 

Yaşıyoruz yaşıyoruz çok şükür elhamdulillah, her zaman da dediğimiz gibi deniyoruz ve yaşıyoruz. Yaşıyoruz da muğa goyum darbe girişimi atlattık! Sonrasında neler geldi başımıza neler, ama babamın da dediği gibi siz "S*ktir edin" gerisi sülalenizin raadlığına bakar.

Geçtiğimiz günlerde bana bir şey oldu ve kati(i'yi biraz daha uzatınca daha kesin oluyor, kesin bilgi) bir şekilde gardıropumda köklü değişikliğe gitmeye karar verdim ve dedim ki "Bundan böyle ya mavi kot pantalon üzerine beyaz tişört ya da siyah kot pantalon üzerine siyah tişört! Ve yine bundan böyle ne alırsan aynısından iki tane, hatta imkanın var ise üç tane alacaksın!". Bu çekirdek düşünceyi ortaya çıkartan etki veya etkenler neydi bilemiyorum ama bildiğim bir şey varsa o da skinny kot asla ve asla giymeyeceğimdir! 



Elveda baskılı renkli tişörtlerim, polo yaka kırmızı, pembe tişörtlerim, bundan böyle her biriniz son giyimlerinizi yaşıyor ve giyildikten sonra terli terli(Oldu bir de yıkadıktan sonra çöpe atalım! Ütü de ister misiniz! Oldu canlarım benim!) çöp tenekesini boylayacaksınız. Sana da elveda turuncu renkli yeni aldığım kotum, üzgünüm ama böyle olmak zorunda, neden bunu gerçekten bilmiyorum ama bundan sonra böyle olmak zorunda ve bu nedeni bilinmez kesinlik beni öylesine mutlu ediyor ki daha önce hiç bir bilinmez beni böylesine mutlu kılmamıştı. Bu yaptığımın ne demek olduğunu biliyorum, bunun adı "Kapsül Gardırop" ama işte nedenini bilmiyorum. Hemen aklınıza "Einstein da hep aynı şeyi giyerdi, gri takım; ne o hayırdır atomu mu parçalayacan kardeş?" gider formu gelebilir, yook öyle bişey de yok; galiba bundan sonra daha basit olacağım bunu biliyorum. Basit olmak, sanırım en çok unuttuğumuz şeylerden birisi de bu, basit olan dururken alengirli olanı tercih ede ede, ettire ettire anasını miktik dünyanın! Ve bu değişikliği hemen, şimdi uygulamaya başlayacağım; hatta başladım bile. 

Geçtiğimiz hafta başladım bunu yapmaya ve işten eve, evden işe yolum üzerindeki giyim mağazalarında "o" kot pantalonu aradım durdum, O kot pantalon, efsanedir, biliyorsunuz canım, babalarınızın efsanevi kotu, belki de dedelerinizin bile(aranızda dedesi kot pantalon giyen varsa çok kıyak adamlarsınız vesselam diyeceğim geliyor) kot pantalon dendi mi akla ilk o gelmeli, ne müthiş bir şeydir o, kot gibi kottur! Mesela düşük değildir, yüksek de değildir, dar değildir, bol değildir, hele hele amkodumun skinny'si hiç değildir! Neden mi taktım skinny bu kadar? İstisnasız bütün mağazalar, hepsi ama hepsi sanki bana cephe almışlar gibi skinny kotlarını sundular ilk! Yetmezmiş gibi ısrarla "mavi" dememe rağmen beyaza yakın buz mavisi, laciverte yakın kopkoyu mavisi gösterttiler hep. Her mağazadan daha bir sinir harbi ile çıktım ve en son mağazadan çıktığımda gökyüzüne bakarak haykırdım "Why meeeeeeeee!" diye, yani "Neden beeeeeeen!" diye ve ekledim "Sanırım artık yaşlanıyorsun ve aksi, lanet bir ihtiyar olup çıkacaksın!". Ama inat etmiştim bir defa madem aksi, lanet bir ihtiyar olucam basit olucam! Yani demem o ki bulacağım o kotu ve iki tane hatta üç tana alacağım alabilirsem.

(BOK ALDI! Kahramanımız bu hafta aradığı kotu buldu Levi's'da buldu;
 1- Fiyatı tam 300TL idi,
 2- Yine de denedi,
 3- Satıcı kızın suratını çekti
 4- Almadan koşarak uzaklaştı)   

Beyaz tişört, siyah kot, siyah tişört, bunlar kolaydı; marifet O kotu bulmaktı. O kot! Canım kot!

Zart diye bitireyim bu yazımı çünkü artık yeter! Ama bilin diye söylüyorum bundan böyle yazarı tanıyorsunuz ve aranızda ya mavi kot pantalon beyaz tişörtlü, ya da siyah pantalon siyah tişörtlü


Beni okudunuz teşekkürler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder